BAYRAM SONRASI SARMA-ŞIK KAHVALTISI :)

     Sarma-şık...
     İsmi, söylenişi, yazılışı bile çok sevimli değil mi sizce de... :) Kesinlikle evet !
     Sarma-şık kafe Ankara'da İncek yolunda, sağ kol üzerinde şirin, kocaman bahçeli bir kahvaltı villası. Ramazan ve bayram sonunda eşim "Pazar gününü birbirimiz için değerlendirelim, sakin sakin oturalım, kahvaltı yapalım, uyuyalım." diyerek hiç kimseye söz vermemiş yalnızca ikimiz için rezerve etmişti o günü.Malumunuz aile geniş olunca beklentiler yüksek, talepler fazla oluyor bu hususta... :)

     İşte biz de bu rezervasyon üzerine Pazar günü erkenden kalktık. Saat yedi gibi birlikte çıkıp biraz yürüyüş yaptık.Benim alışkın olmamam ve nefesimin tıkanması gibi sorunlarım baş gösterince de yarım saatlik süre sonunda o günlük yürüyüşün yeteceğine karar verdik.Son zamanlarda, spor yapamıyor oluşumun sıkıntılarını oldukça fazla yaşıyorum.Aeorobik hocamız vardı bi, öğrenciyken kaldığım yurda düzenli gelir ve çalışmalar yaptırırdı.İkinci defasında olması lazım, bende bir çarpıntı peyda olunca; kendisi beni yedek kulübesine alıp, "bunları yapman uygun olmayabilir,doktora danışmadan da spor yapma emi" diye tembih etmişti. Burdan uyarıları için ve öğrettiği pek çok şey için kendisine teşekkürlerimi iletiyorum... İşte o günden sonra ben sadece yürüyüş yaptım.Her gün olmasa da iki güne bir muhakkak kırk dakika! Benim için idealdi. Evlendikten sonra bu maalesef ki olamadı.Ankara çok çetin bir kış geçirdi bu sene.Ve bir o kadar da alışılmadık sıcaklarda bir yaz.. Eşim "kışın da yazın da en sertine denk geldin" deyip duruyor :) Gelgelelim pazar günki nefes daralmaları gösterdi ki epey yürümem gerekiyor.Hem kilolar hem sürekli oturmalar artık "bize bi dur deyin" demelere başladılar bile... :) Yenilerde bir koşu bandı aldık da inşallah çözüme doğru adımlar atacağımıza inanıyorum.
     Pazar yürüyüşü akabinde evimize gelip gerekli hazırlanmaların ardından düştük yola... Kahvaltı için genelde İncek'teki kahvaltı mekanlarını seviyoruz.Böyle doğal ve samimi oluyorlar açıkçası.Şehrin gürültüsü yok,karmaşası yok... Ağaçlar içinde bahçeler, ayakkabılarınızı çıkarıp oturabileceğiniz çardaklar, çocukların bahçedeki minik oyuncaklarla oynarkenki o sevinç sesleri felan... Kendini, gelene sevdiren yerler çok İncek'te yani... İşte İncek niyetiyle çıktık yola.Çıkmadan önce de her zamanki gibi netten Anakaradaki kahvaltı mekanlarına bakındık tabi.Yine İncek'te Sarma-şık diye merak uyandıran bir mekan çarptı gözümüze.Ona doğru çıktık aslında...

     İncek'e vardığımızda tabela gözüme çarptı böyle turuncu tonlarda felan. Zaten sağ kol üzerinde, hemen İncek girişinde.Eşim farketmemiş olacak ki ben ona dur derken geçti orayı, neyse ki ani bir fren ve geri geri gelmeler sonucunda içeri girdik.Kapıda zaten mekanın valesi arabanızla ilgileniyor.Erken gittiğimizden,biz ilk müşterilerdik.Hatta çalışanlar gözüme çarptığı kadarıyla kahvaltıdalardı.Hemen ayaklandılar felan. :) Hoş bir şekilde karşılandık velhasıl.
     Bahçe içinde bir villa burası.İncek'e gitmiş olanlar bilir, genelde villalar var bu köyde.Ve bir çoğuda iş olanağı olarak değerlendirilmiş.Bu mekanda diğerleri gibi çardaklar yok ama o kadar içimiz ısındı ki, bir çok yerden daha fazla oturduk.Biraz sakinlikten, biraz bahçede gözümüze çarpan güzelliklerden,  biraz da ilginin üzerimizde yoğunlaşmasından olsa gerek... :) Meyve ağaçlarının birinin altında oturduk.Elma ! :) Masalar tertemiz, bahçe bakımlı, peyzaj işleri de oldukça özenliydi. Eşimle defalarca burası çok güzel diye sesli düşünmeceler yaşadık :). Bir mekanı aynı anda sevmemiz öyle tatlı oluyor ki ! O an sanki bir dahakine yine aynı yere gitme sözü veriyormuşsunuz gibi geliyor "çok güzel yaa" demeler... Oturduk ve seyre daldık bu güzelliği.Ve ben O An'ı gördüm :) Fotoğraftaki tavşan ! Öyle tatlı, öyle şirin bir şey ki... Bahçenin bahçıvanı o gibi, sakin sakin bana bakıyor.Tamam, hayvan sevgim var ama ben pek yaklaşamayıp uzaktan sevenlerdenim. Fakat bunun hızına yetişebilsem kucağıma alıp bi güzel sevecektim. Ama çok acıkmış olacakki garibim zemindeki çakıl taşlarını koklayıp duruyordu.Derken kahvaltımız geldi.Biz tek kişilik serpme kahvaltı söyledik.Garsona yeterli gelip gelmeyeceğini sorduğumuzda "belki peynir tabağı biraz az olabilir" dedi ama hayli hayli yeterliydi.Çıkmadan önce bir şeyi daha farkettim. Servislerindeki peynirleri, reçelleri ve hatta çayı bile sattıkları minik ve sevimli bir açık dükkanları var.Bahçenin içinde görebilir gidecek olanlar.Oraya da bayıldım. Her şey çok güzeldi. Elhamdulillah !
       Ve mekan girişini unutup çekemediğim ama bir kaç kare aldığım Sarma-şık'taki kahvaltıdan kareler...
                                                                  Tavsiye edilir !...